Ben, yüzündeki küçük bir kıvrım, kalbindeki derin bir yankıyım. Bazen bir bakışın ardında gizlenirim, bazen de ansızın bir dokunuşta beliririm. Bir çiçeğinin kokusunda, serinleten rüzgarın esintisinde veya bir melodinin notasında sana ulaşırım. Fakat her zaman bir şartım vardır; kalpten gelmeliyim, samimiyetle doğmalıyım. Eğer niyetinde en ufak bir sahtelik, bir çıkar varsa, beni bir daha göremezsin. Ben, yüzünde kısa süreli bir ziyaretçiyimdir ama kalbinde uzunca yer edinen bir dost olabilirim.
Samimiyetle doğarım; gönülden, saf bir niyetle beslenirim. Kalbin üşümüşse ruhunu ısıtırım. Her türlü iyiliğin en yakışan dostuyum; beni taşıyan her insanın kalbine neşe, huzur ve sevinç taşırım.
Maddi bir karşılığım yoktur ama değerim ölçülemez. Madde de arayanlara gözükmezim. Belirdiğim anda etrafıma sevgi saçar, bana tanık olan herkese bir hediye gibi sunulurum. Bir anlık iyiliğin habercisi, bir dost eli, bir umut ışığı olurum.
Bir bakışım dünyayı değiştirebilir. Gönülden geldiğimde, karanlığı aydınlatırım, kaygıları unuttururum. Yüzüne yayıldığım an, belki de farkında olmadan bir başkasının gününü güzelleştiririm. Bu dünyada herkesin bana ihtiyacı var. Bunu fark edip samimiyet eline uzatana görünürüm.
Yani, sevgili dostum, ne zaman bana ihtiyacın olursa, sadece samimi ol. Ben oradayım, hemen yanı başında.
Bil bakalım ben kimim ?